Yaşa göre cilt bakımının püf noktaları

Yaşa göre cilt bakımının püf noktaları

Yaşa göre cilt bakımının püf noktaları
22 Ocak 2020 - 12:04 - Güncelleme: 28 Nisan 2020 - 09:08
Günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle genç ve “güzel” görünme isteği her zamankinden yaygın hale geldi. Hal böyle olunca çok erken yaşlarda başlayan estetik kaygılar makyaj yapma yaşını da aşağı çekmiş durumda. Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Kıdır makyaj malzemelerinin erken yaşlarda kullanılmaya başlanmasının cilt sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını belirterek “Üstelik kulaktan dolma bilgiler ve revaçta diye bilinçsizce alınıp kullanılan ürünler ilerleyen yıllarda daha fazla cilt problemleri yaşanmasına neden oluyor” diyor. Günümüzde teknoloji ve tıptaki gelişmelerin de gençleşme isteğine yanıt verebildiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Kıdır, 20’li yaşlardan itibaren cilt bakımının püf noktalarını anlattı, cildin gençleşmesine yönelik yapılan uygulamalar hakkında bilgi verdi, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

20’li yaşlar

20’li yaşlarda cildin yapısında bulunan kolajen proteininin sentezi yavaşlamaya, bunun sonucu olarak ciltte hafif kırışıklıklar ve ince çizgiler oluşmaya başlıyor. Bu yaşlarda yapılacak basit uygulamalar ile ilerleyen yaşlar için derimize yatırım yapabiliriz. Günlük cilt temizliği, haftalık peelingler, güneş koruyucu kullanmak, solaryumdan ve güneşlenmekten uzak durmak, C vitamini ve hiyalüronik asit içeren nemlendiriciler ve serumlar kullanmak yapılabilecek basit önlemler. Güçlü bir antioksidan olan C vitamini cilde zarar veren serbest radikallere karşı korurken, C vitamini içeren kremler de doğal kolajen üretimini tetikleyerek elastikiyeti artırıyor, ince çizgileri giderirken, ciltteki ton farklılıklarını yok etmeye katkı sağlıyor.

30’lu yaşlar

30’lu yaşlarda cildimizin nem seviyesi düşmeye, ciltteki ince çizgiler belirginleşmeye ve gözenekler genişlemeye başlıyor. Ciltteki kuruluk, cilt renginin daha cansız ve donuk görünmesine neden oluyor. Yaşlanmanın ilk belirtileri göz çevresinden başlıyor. Göz çevresi için yoğun nemlendirici içeren kremler kullanmak, yüz ve boyunda kolajen sentezini artıran C vitamini içeren ürünler uygulamak önemli. Akşamları kolajen sentezini artıran retinoik asit ve glikolik asit içerikli kremler kullanın. İnce kırışıklıklar için botoks başlama yaşı kişiden kişiye farklılık gösterse de, 30’lu yaşlarda ufak dozlarla da olsa başlamakta fayda var.

40’lı yaşlar

40‘lı yaşlarla birlikte ciltteki kolajen yapımı hızla azalıyor. Ciltte sarkmalar oluştuğundan cilt bakımının yoğun ve düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor. 40’lı yaşlarda yaşlanma karşıtı retinoik asit içeren anti aging kremler ve yoğun nemlendirici ürünler kullanmakta fayda var. Cildin kaybettiği kolajeni yerine koymak için kolajen, C vitamini ve omega 3-6 içeren besinler tüketmeye özen gösterin. 40’lı yaşlarda cilt bakımı yaparken boynunuza ve ellerinize de bakım uygulamayı ihmal etmeyin. Bu yaşlarda cildin orta tabakasını uyaran mikroiğneleme, iğneli radyofrekans, lazer uygulamaları ve mezoterapi (cilt altına iğnelerle besleyici vitamin ve çeşitli destek ürünlerin verilmesi) gibi yöntemler de, ciltte kolajen ve elastin üretimine yardımcı oluyor.

50’li yaşlar

50’li yaşlarda özellikle yanak bölgesinde azalmış cilt altı yağ dokusundan dolayı, hacim kaybı yaşanıp, cilt sarkıyor. Yaş ilerledikçe çene kemiği, elmacık kemiği, şakak kemiği ve alın kemiğinde aşınma ve çökme oluyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Kıdır “Bu bölgelerin eski dolgunluğuna gelebilmesi için dolgu uygulamalarından faydalanılabilir. Natürel görünümün korunması için her zaman eksileni yerine koyma mantığı ile tedavi planlandığında daha doğal bir görüntü elde edilebiliyor. Dermatoloğunuzun oluşturacağı kozmetik uygulama takvimine göre PRP, kök hücre gibi hücresel bakımlar, nem aşısı olarak da bilinen yoğun hiyalüronik asit içeren ürünlerin cilt altına enjeksiyonları da yıllık olarak planlanabilir. Bu uygulamalar cilde nemini kazandırdığı gibi parlaklık, elastikiyet ve sıkılaşmasına da yardımcı olur” diyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum