REFERANDUMUN ARDINDAN

Teoman Matlum
ABONE OL

Değerli A-Time okuyucuları, Nisan sayısında rahatsızlığım nedeniyle sizlere yazamadığım için üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. 16 Nisan’da bildiğiniz üzere ülkemizde referandum yapıldı ve halkımız yeni Anayasamızı ve Başkanlık sistemini oyladı. Referandum sonrasında yapılan tartışmalara hiç girmeden, şu soruyu sormak istiyorum. 2019 yılına uzanan bu yolda asıl bundan sonra ne olacak ve halk olarak biz nasıl etkileneceğiz? Bu soruya cevabı ekonomik öngörüyle verebileceğimizi düşünüyorum.


Türkiye’nin Ekonomik Görünümü

Aşağıda yer alan tablolar, makroekonomik göstergeler bağlamında Türkiye ekonomisi ile Dünya ekonomisinin karşılaştırılmasına yardımcı olmaktadır. Her iki tablo da IMF’nin “World Economic Outlook, April 2000 ve April 2017” çalışmasına ait verilerdir.



TÜRKİYE
2016
2017
2018


GSYH (Milyar USD)
857
794
828


Kişi Başına Gelir (USD)
10.743
9.826
10.151


Büyüme (%)
2,9
2,5
3,3


Enflasyon (%)
8,5
10,0
8,8


İşsizlik Oranı (%)
10,8
11,5
11


Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-2,3
-3,0
-2,0


Cari Denge (%)
-3,8
-4,7
-4,6








DÜNYA
2016
2017
2018


Dünya GSYH (milyar USD)
75.278
77.988
81.962


Dünyada Kişi Başına Gelir (USD)
10.296
10.560
10.991


Gelişmekte Olan Ekonomilerde Büyüme (%)
4,1
4,5
4,8


Gelişmekte Olan Ekonomilerde Enflasyon (%)
4,4
4,8
4,3


Gelişmekte Olan Ekonomilerde Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-4,8
-4,4
-3,9


Gelişmekte Olan Ekonomilerde Cari Denge / GSYH (%)
-0,3
-0,3
-0,3



Ocak-2017 “Şapkadan Tavşan Çıkar mı?” konulu yazımda sizlerle paylaştığım üzere, Türkiye’nin GSYH’sı, TÜİK’in yüzde 20 oranında artışla sonuçlanan revizyon rakamlarıdır. Buna rağmen 2017 yılında ciddi bir düşüş yaşanabileceği tahmin edilmektedir. 2018 yılında da 2016 yılına ulaşamayacağı öngörülmektedir. 2016 yılında yine bir revizyonla bir anda kişi başı gelirimiz Dünya ortalamasını geçti. Ancak 2017 ve 2018 yıllarında ortalamanın altında kalabileceğimiz öngörülüyor. Yine size Ekim-2016 tarihinde yazmış olduğum “Orta Gelir Tuzağı” konulu yazımda belirttiğim üzere ülkemiz kişi başı 10.000 doları geçemeyecek ve bu tuzakta kalmaya devam edecek.

Gelişmekte olan ekonomilerin, 2017 yılında %4,8, 2018 yılında %4,3 oranında büyüyeceği tahmin edilirken, ülkemizin büyüme oran tahmini 2017 yılı için %2,5, 2018 yılı için %3,3 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye’nin enflasyon oran tahminini, içinde bulunduğu gelişmekte olan ekonomilerin ortalama enflasyon oranıyla karşılaştırdığımızda Türkiye’deki enflasyonun yarısı düzeyinde bir oran görülmektedir.

Cari oran açısından da oldukça kötü durumdayız. En iyi olduğumuz oran Bütçe dengesi, ancak o da referandum sürecinde bozulan mali disiplin nedeniyle oldukça sarsıldı. Yukarıdaki tüm veriler bize, Dünya GSMH’ından aldığımız %1,4 payın artmayacağına hatta azalabileceğine işaret ediyor.

Borç Stoku



Milyar TL
2002
2002 GSYH (%)
2016
2016 GSYH (%)


KAMU KESİMİ BORÇ STOKU
271,6
77
803,8
31


  Toplam Hazine Borç Stoku 
242,7
69
759,6
29


    İç Borç Stoku
149,9
43
468,6
18


    Dış Borç Stoku
92,8
26
291
11


  KİT Borçları 
27,6
8
38,0
1,5


    İç Borçları
15,8
5
31,8
1,2


    Dış Borçları
11,8
3
6,2
0,2


  Belediyelerin Banka Borçları
1,3
0
15,0
0,6


ÖZEL KESİM BORÇ STOKU
94,4
27
2.149,3
83


    Finansal Kuruluşlar Hariç Dış Borçlar (Milyar USD)
30,7
13
137,2
16


    Özel Kesim Kredi Borç Stoku (Bankalar hariç)
87,8
25
1.709,5
66


    Hanehalkının Borçları
6,6
2
439,8
17


KAMU KESİMİ + ÖZEL KESİM BORÇ STOKU
366
104
2.953,1
114



(Kaynak: www.hazine.gov.trwww.tcmb.gov.tr,www.bddk.gov.tr)

Tabloyu incelediğimizde, 2002 yılından 2016 yılına Kamu borçlarımızın azaldığını ve GSMH oranının %77’den, %31’e gerilediğini görmekteyiz. Dünya gelişmekte olan ekonomilerde bu oranın %48,6 olduğu düşünüldüğünde, ülkemizin iyi durumda olduğu söylenebilir. Ancak özel kesim borç yüküne baktığımızda aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Özel kesimin borcunun 2002 yılında GSMH’ya oranı % 27 iken, 2016 yılında büyük bir artışla %83 olmuştur. Bunun anlamı şudur, kamu kesimi borç yükü, özel kesim ve hane halkına devredilmiştir. Yani IMF’ye borcumuz yok, devlet olarak borcumuz azaldı vb. söylemler doğru değildir. Üstelik 2002 yılı krizden çıkılmış ve borçların tavan yaptığı bir yıldır. Toplam borcun GSMH’ya oranı da %104’ten %114’e çıkmıştır.

Dış Finansman İhtiyacı

Ülkemizin bir yıl içerisinde ihtiyaç duyacağı para miktarı tabloda yer almaktadır.




Şubat 2017


Kamu Kesimi
26.571


   Genel Yönetim
5.342


   Finansal Kuruluşlar
20.886


   Finansal Olmayan Kuruluşlar
343


TCMB
817


Özel Kesim
133.795


   Finansal Kuruluşlar
80.727


   Finansal Olmayan Kuruluşlar
53.068


Mevcudun Yenilenmesi İçin Gereken Miktar
161.183



(Milyon USD, Kaynak: www.tcmb.gov.tr.)

Tablodaki rakamlara tahmin edilen 35 milyon dolar cari açığımız eklendiğinde, bulunması gereken dış finansman ihtiyacı 196,2 milyar dolar olmaktadır.

Türkiye’nin Kredi Notları



Reyting Kuruluşu
Kredi Notu


Standard and Poor’s
BB (negatif)


Moody’s
Ba1 (negatif)


Fitch
BB + (durağan)



(Kaynak: www.hazine.gov.tr.)

Sizin anlayacağınız önümüzdeki iki yıl bizim için pek iç açıcı değil. Yukarıdaki rakamlar anlayana çok şey anlatıyor diye düşünüyorum ama biz IMF’yi, Moody’s-Fitch vb. takmayız, o kendi işine baksın diyorsanız buna da söyleyecek söz yok….