Karaciğer yağlanmasını önlemek için mutlaka tüketin!

ABONE OL

Karaciğer yağlanmasını önlemek için mutlaka tüketin!

[ad_1]

Yağlı karaciğer hastalığının iki tipi vardır. Bunlardan biri basit yağlanma ve diğeri de NASH'tır. Basit yağlanmada karaciğerde anormal yağ birikimi vardır ancak karaciğer hücrelerinde iltihaplanma ve şişme yoktur. Neyse ki tüm karaciğer yağlanmalarının yüzde 80-90’ı bu duruma uymaktadır.

NASH şişmanlık, tip 2 diyabet ve insülin direnci ile yakından ilişkilidir. İleri evre siroz oluşana kadar genellikle hiçbir belirti vermez. Her 5 karaciğer yağlanmasından bir tanesi NASH’dir.Teşhisi için kan testleri, ultrason, Fibroscan ve karaciğer biyopsisi yapılması gerekli olabilir.NASH hastalığında ölüm nedenleri sıklık sırasına göre kalp, kanserler ve sirozdur.İlaç tedavisi bulunana kadar en faydalı tedavi yöntemi diyet ve egzersizdir.

Türkiye’de 4 milyon nash hastası olduğu tahmin ediliyor

Türkiye’de 4 milyon NASH hastası bulunuyor ve 150 bin kişide de şu an NASH’e bağlı siroz gelişmiş olduğu tahmin ediliyor. Erişkin her 4 kişiden birinde karaciğer yağlanması var. Ultrasonda karaciğer yağlanması görülen her 5 hastanın 4 tanesinde karaciğer kan testleri normaldir.Karaciğer yağlanması olan her 5 hastanın birinde NASH var.Tip 2 diyabeti olan her 3 kişiden birinde NASH vardır. NASH hastalarının yaklaşık yüzde 80’inde obezite, yüzde 70’inde metabolik sendrom, yüzde 50’sinde tip 2 diyabet var.

Obezitesi olanların yüzde 85’inde, tip 2 diyabeti olanların yüzde 65’inde, metabolik sendromu olanların yüzde 50’sinde karaciğer yağlanması var. NASH hastalığında en sık ölüm nedeni kalp kaynaklıdır. Hele de metabolik sendrom birlikteliği varsa kalp damar hastalığı olarak kalp krizi, inme/felç geçirme riski en yüksektir. Böylesine önemli sonuçları olan bir hastalığın sıklığı ülkemizde obezite ve diyabet sıklığındaki çarpıcı artışa paralel olarak artmaktadır. Yeni elde ettiğimiz veriler karaciğer yağlanması sıklığının ülkemizde ürkütücü düzeylere ulaştığına işaret etmektedir. Bu nedenle bu hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesi hususunda acil önlemler alınması gerekmektedir. Aksi taktirde gelecek on yıllarda ülkemizi bu sinsi hastalığın sonuçlarıyla orantılı ağır ekonomik bedeller beklemektedir.

Nash teşhisi nasıl konuluyor?

Yağlı karaciğer hastalığı genellikle başka bir nedenden dolayı yapılmış karaciğer kan testlerinde yükselme (AST ve ALT) veya ultrasonda karaciğer yağlanması saptanmasıyla karşımıza çıkar. Karaciğer testlerinde yüksekliği yol açabilecek diğer karaciğer hastalıklarının olmadığını göstermek için doktorunuz alkol kullanıp kullanmadığınızı, mevcut hastalıklarınızı, ilaçlarınızı, ailede karaciğer hastalığı olup olmadığını soracak, ek kan testleri isteyecektir.

NASH kesin teşhisi ve hangi evrede olduğunun belirlenmesi için veya yapılan testlerinizde bozulmaya yol açabilecek diğer hastalıklarınızın olmadığından emin olmak için karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir. Fibroscan ile karaciğer fibrozis evresi ve aynı zamanda yağlanma miktarı ölçülerek gerekirse biyopsi yapılabilir. Karaciğer biyopsisi iğne ile karaciğerden çok küçük bir doku (karaciğerin 50 binde 1’i) alma işlemidir. Bu doku başka bir doktor tarafından mikroskop ile incelenip NASH hastalığınızın olup olmadığı, ayrıca eşlik eden fibrozis dene nedbe dokusunun evresi söylenir.

Sağlıklı atıştırın

Eğer yapabiliyorsanız, atıştırmalıklardan kaçınmanız en iyisi. Ancak bu her zaman başarılamaz ve bu nedenle doğru atıştırmalıkların seçilmesi önemlidir. Badem, ceviz ve fındık iyi bir protein kaynağıdır ve sizi daha uzun süre tok tutar. Meyveler iyi seçeneklerdir, ancak önerilen şeker alımını aşmanıza yol açabilecek kadar yüksek şeker içermediğine dikkat edin.

Bilmenizde fayda var:

Yavaş yiyin! Midenizin beyninize tokluk mesajı göndermesi, yemeğe başlamanızdan itibaren en az 20 dakikadır. Hızlı yemek yerseniz aşırı yiyebilirsiniz.

Vücudun su ihtiyacının karşılanması temel önem taşır. Doğal aromalar: taze limon, nane veya salatalık suya taze ve lezzetli bir tat verecektir. Sıcak şekersiz içecekler: Çay veya kahve (şeker veya tatlandırıcılardan kaçınılmalıdır) de tercih edilebilir.

Market alışverişi yaptığınızda, satın aldığınız gıdalardaki etiketleri dikkatlice okuduğunuzdan emin olun. Bunlar, sepetinize koyduğunuz ürünlerin besin içerikleri hakkında önemli birer bilgi kaynağıdır. İçindekiler listesinde, malzemeler ağırlık sırasına göre tanımlanır: Ürünün ana bileşenleri daima önde gelir.

Listedeki ilk bileşen tereyağı veya yağ ise ürünün yağ içeriği muhtemelen çok yüksektir. Örneğin: 100 gramında 20 g üzerinde şeker bulunan bir ürün, çok yüksek oranda şekerli bir üründür. 100 gramında 3 g üzerinde yağ bulunan bir ürün, çok yüksek oranda yağ içeren bir üründür. İşlenmiş et (sucuk, salam gibi) ve hazır paketli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.

Yapılan araştırmalarda günde 2 kupa filtre kahve içmenin tüm kronik karaciğer hastalıklarında (NASH dahil) olumlu etki yaptığını ortaya koymuştur.

Benzer etkinin sade içilen Türk Kahvesi için de olabileceğini tahmin etmekteyiz. Araştırmalar kahve tüketiminin karaciğer yağlanması riskini azalttığı hatta karaciğer yağlanmasına karşı koruyucu bir faktör olduğunu göstermiştir.

Kahvenin nasıl bir mekanizma ile bu koruyuculuğu sağladığı günümüzde hala bir araştırma konusudur. Güncel araştırmalar kahvedeki kafein üzerine odaklansa da kahveol ve kafestol gibi diğer maddelerin ya da kahvenin içerdiği antioksidanların karaciğer üzerinde olumlu etkileri olduğunu söyleyebiliriz. Fakat çay, yeşil çay gibi kafein içeren başka ürünlerin karaciğer üzerinde benzer etkiler yaptığı gösterilmemiştir. Bu da burada kafeinin etkisi olduğu düşüncesinden bizi uzaklaştırmaktadır.

Kaliteli uyku (en az 5-6 saat, en çok 8-9 saat) için çaba gösterin

Düzenli bir uyku ritmine sahip olmamak da karaciğer yağlanması riskini arttırıyor. Düzenli, yeterli sürede, zifiri karanlıkta, sessiz bir ortamda olmayan uyku sirkadyen ritmimizi yani vücut saatimizi bozar. Vücut saatimiz uyku-uyanıklık, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerimizi kontrol eder.

Sirkadyen ritimdeki düzensizliklere bağlı bozulan leptin hormonu metabolizması tokluk algımızda bozulmalara neden olur. Melatonin sirkadyen ritim ile uyumlu olarak özellikle gece beyinde sentezlenen (yüzde 80’i) bir hormondur. Melatonin yaş ilerledikçe yağlanmamızı ve insülin direncini önleyici etkiye sahiptir. Ancak biyolojik saatimizdeki bozulmalar melatonin salgılanmasında da bozukluklara yol açar.

Uykusuzluk daha çok yeme, daha az hareket etme, insülin direnci ve kilo alma ile ilişkilendirilmiştir. Buna bağlı yağlı karaciğer gelişme riski artmaktadır. Araştırmalar uyku bozukluğu olan bireylerin karaciğer hasarı ve karaciğer kanseri açısından da daha riskli bir grupta yer aldığını göstermektedir. Yani uykusuzluğun hem karaciğer hastalığı oluşumu hem de karaciğer hastalığının seyrinin kötüleşmesinde olumsuz etkisi vardır. Diğer bir önemli konu uyku süresi ve uyku kalitesidir.

Beş saatten az uyuyan bireylerde ilerleyen zamanda karaciğer yağlanmasının görülme riski artmaktadır. Yine çeşitli nedenlere bağlı gece uyanık kalan bireyler de karaciğer yağlanması gelişmesi bakımından risk altındadır. Gece vardiyesinde çalışan bireylerin karaciğer yağlanması açısından risk altında olduğu son zamanlardaki araştırmalarda gösterilmiştir. Bu bireyler ilerleyen dönemlerde NASH için artmış riske sahip olurlar.

Bu yüzden hastalarımıza yaşam tarzı değişiklikleri için düzenli bir diyetin yanı sıra beş saatten az olmayan düzenli bir gece uykusu önermekteyiz. Tabii ki teknolojik aletlerden uzak, zifiri karanlık ve sessiz bir ortamda.

(function(d, s, id) { var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0]; if (d.getElementById(id)) return; js = d.createElement(s); js.id = id; js.src = "https://connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js#xfbml=1&version=v2.5"; js.async = !0;js.defer = !0; fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs); }(document, 'script', 'facebook-jssdk'));

[ad_2]

Source link

karaciğer yağlanması Sağlık yağlı karaciğer hastalığı