Rem Uykusu nedir? Neden önemlidir?

ABONE OL

İnternet üzerinde REM uykusu ile alakalı konunun uzmanları tarafından kaleme alınmış yüzlerce makale bulunmaktadır. Fakat bu makalelerin birçoğu karmaşık tıbbi terimler, Latince ibareler içerdiğinden dolayı; konunun uzmanı olmayan kişilerce net olarak anlaşılamamaktadır

REM Uykusu Nedir?

REM kelimesi İngilizce “rapid eye movement” teriminin baş harflerinden oluşur ve dilimize “hızlı göz hareketi” olarak çevrilebilir. “Uykunun rüya görülen evresi” şeklinde basitçe ifade edilebilir. Aslında bu basit ifadenin doğru olup olmadığı da hala tartışma konusudur. Zira bazı bilim insanlarına göre uykunun her evresinde rüya görülür, fakat sadece REM uykusu esnasında görülen rüyalar anımsanabilir. Yani ertesi gün yakınlarınıza anlattığınız ya da internet üzerinden tabirini araştırdığınız rüyaların tamamı REM uykusu esnasında görülen rüyalardır. Diğer uyku evrelerinde görülen rüyaların hatırlanamıyor olması, sadece REM uykusu esnasında rüya görüldüğü görüşünü desteklemektedir.

REM uykusunu ilginç kılan ve tıp dünyasında “paradoxical sleep” (paradoksal uyku) olarak adlandırılmasına neden olan bir başka özelliği ise, beyin tarafından bu uyku evresinde yayılan sinyallerdir. “Elektroensefalografi” adı verilen hekimlerce “EEG” kısaltması ile tabir edilen tetkikde de (EEG: Beyin dalgalarının elektriksel olarak incelenmesi) görülmektedir ki; uyanıkken ve REM uykusu esnasında beyin tarafından aynı özellikte sinyaller üretilmektedir. Anlayacağınız üzere bu bir tarz paradokstur. Aslında uyku halindesiniz fakat beyniniz uyanıkmış gibi davranmaktadır.

REM uykusu esnasında, uyanıkken öğrenilen becerilerin ve bilgilerin hafızaya kaydedildiği de düşünülmekte ve alanında saygın üniversiteler tarafından bu görüşü kanıtlamak için çeşitli çalışmalar da yapılmaktadır. Kanıtlanmak isteyen kanıya göre, REM esnasında görülen rüyaların tamamı gün içinde yaşanan veya duyulan tecrübelere yöneliktir, tecrübe edilemeyen hiçbir durumun rüyası görülemez. Örneğin, “her insan rüyasında bir uçurumdan aşağı yuvarlandığını görebilir ve hatta düşüş anını hissedebilir ama yere çakılma anını hissedemez. Çünkü yere çakılma anını hissetmek için bunu daha evvel yaşamış olmak gerekir.”

1953 yılından bu yana bilim insanları REM uykusu üzerine birçok araştırma ve deney yapmıştır lakin; hala tam anlamı ile hakim olunan bir konu olduğunu söylemek bilimsel olarak mümkün değildir.

REM Uykusu Esnasında Vücudun Fiziksel Aktiviteleri

REM uykusunun hızlı göz hareketi kısaltmasından geldiğini söylemiştik. Tahmin edeceğiniz üzere REM esnasında göz kapaklarınız kapalı olmasına rağmen, gözleriniz hızlı bir şekilde hareket eder. Kişinin REM evresinde olup olmadığını anlamanın EEG testi olmadan anlaşılmasının en belirgin yolu budur.

REM uykusu esnasında kaslar genelde paralize olur. Yani REM uykusunda kaslarınıza geçici bir inme (felç) hali gelir. Bazı uzmanlar arasında bu duruma “REM felci” ismi de verilmektedir. Genelde uykunuz esnasında hareket etmediğiniz, sağa –sola dönmediğiniz evre de bu evredir.

Halk arasında “karabasan” ismi ile bilinen durum da bu evrede gerçekleşir. REM uykusunda herhangi bir sebepten uyanılıp, bilincin açılarak devreye girmesi durumunda; beynin kaslara tam anlamı ile hakim olamaması karabasan olarak isimlendirilir.

Dikkat ederseniz “REM uykusu esnasında kaslar genelde paralize olur” ifadesini kullandık. Zira “uyurgezerlik” adı ile bilinen “uykuda yürüme” durumu da REM uykusu sırasında gerçekleşir (bazı klinik araştırmalar neticesinde, bir kısım deneklerde; REM uykusu haricindeki evrelerde uyurgezerlik durumu olduğu saptanmıştır.) Bu esnada kaslar felç geçirmez ve kişi uykusundan uyanarak bilinçsiz bir şekilde yürümeye, hatta konuşmaya başlar. Eğer bir uyurgezer ile karşılaşırsanız yapacağınız en iyi şey, onun yatağına göndererek kendi kendine uyanmasını veya uyumasını sağlamaktır.

Tıpta “tümesans” adı ile isimlendirilen “ereksiyon” hali de REM uykusunda gerçekleşebilir. Penis damarlarına giden kanın artması, sertleşmeye neden olur.

REM Uykusu Ne Kadar Sürer? REM Uykusu Ne Zaman Başlar?

REM uykusu farklı kişilerde, farklı süre ve sayıda görülmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar hala sürmekte ve varılan sonuçların doğruluğu günümüzde de test edilmeye devam etmektedir. Ancak bilim insanların çalışmaları neticesinde REM uykusunun uyku müddetince beş – otuz dakika aralığında olduğu ve gecede (uyku müddeti ve çeşitli farklı nedenlerden mütevellit kişiden kişiye değişmekle beraber) ortalama beş defa tekrarlandığı gözlemlenmiştir. Ayrıca bazı zamanlar, özellikle dalınan son REM uykusunun 45 dakika kadar sürdüğü de gözlemlenmiştir.

Ayrıca uyku boyunca yaşanan REM uykusu evrelerinde, sonraki evrenin önceki evreden daha uzun olduğu saptanmıştır. Yani gecede beş kez REM uykusuna dalan bir kişi ilk seferinde on dakika boyunca REM evresinde kalıyorsa, ikinci seferde on dakikadan daha fazla, sonraki evrelerde ise bir öncekinden daha fazla süre REM uykusunda kalacaktır.

Bebekler üzerinde yapılan araştırmalarda ise, bebeklerin yetişkin insanlara göre daha uzun REM uykusu evreleri geçirdiği tespit edilmiştir. Bu durum bilim insanlarının bir kısmı tarafından “REM uykusu esnasında öğrenme devam eder ve bebekler öğrenmeye, yeni şeyleri keşfetmeye daha açıktır. Bu sebeple bebekler REM uykusunda daha fazla vakit geçirir.” şeklinde açıklansa da; bu açıklama sadece bir hipotezdir ve doğruluğu henüz kanıtlanamamıştır. Fakat bebek büyüdükçe (özellikle altı yaşını doldurup çocuk haline geldiğinden itibaren) REM uykusunda geçirilen sürenin kendiliğinden azalıyor olması, bu hipotezi destekler niteliktedir. Öte yandan yaşlı insanlarda REM uykusu süresi git gide azalmaktadır. Yaşlıların REM uykusu ihtiyacını giderebilmeleri için gün içi şekerlemeler yapmasını tavsiye eden hekimlerin sayısı da bir hayli fazladır. Bu paragrafta aktarılan bilgilerden de anlaşılabileceği üzere, REM uykusunun öğrenmeyi tetikleyen ve pekiştiren bir ihtiyaç olduğu da düşünülmektedir. Yani bazı tıp insanları diyor ki; “REM uykusu ne kadar uzun olursa, öğrenme o kadar hızlı ve yoğun olur.”  REM uykusunda beyin hücrelerinin yenilendiğinin görülmesi de, bu hipotezi desteklemektedir.

Depresyon tedavisi gören denekler üzerinde yapılan araştırmada ise, REM uykusunun gereğinden uzun ve çok defa gerçekleşmesinin; öğrenmeyi tetiklerken beyni haddinden fazla çalıştırdığı için mutsuzluğu arttırdığı sonucuna varılmıştır. Hatta birçok depresyon tanısının nedeninin uzun ve sekiz defadan fazla gerçekleşen REM evreleri olduğu düşünülmektedir. Beynin haddinden fazla yorulmasının stres ve depresyona yol açtığı, psikiyatrist ve psikologlar tarafından da kabul edilmiş bir durumdur.

Yine yapılan başka araştırmalar neticesinde, ilk REM uykusuna geçiş süresinin; uykuya dalındıktan otuz – doksan dakika sonra gerçekleştiği de varılan sonuçlar arasındadır.

NON REM Uykusu Nedir? NON REM Uykusu ve REM Uykusu Arasındaki Farklar Nelerdir?

Aslında uyku; NON REM uykusu ve REM uykusu olarak ikiye ayrılır. NON REM uykusu; uykunun ilk evresidir, NON REM evreleri tamamlandıktan sonra REM evresi başlar. NON REM evresi “faz” adı ile kendi içinde dört evreye ayrılır.

EEG esnasında kişinin NON REM uykusunda mı, REM uykusunda mı olduğu anlaşılabilmektedir. Bazı uzmanlar NON REM uykusunda da rüya görüldüğü görüşünü savunur. NON REM esnasında REM uykusundan farklı olarak, kaslarda felç hali yoktur.

Uykunun en büyük bölümünü NON REM evresi oluşturmaktadır. Birinci faz olarak adlandırılan evrenin gecede dört – beş sefer, beş – on dakika süresinde gerçekleştiği tespit edilmiştir. İkinci faz ise uyku boyunca altı – yedi sefer gerçekleşmekte ve yirmi beş – otuz dakika kadar sürmektedir.

NON REM uykusunun üçüncü ve dördüncü fazları ise (bazı bilim insanları bu iki fazı tek bir faz olarak kabul etmektedir), gecede iki veya üç defa yaşanmakta ve ortalama otuz – kırk dakika aralığında sürmektedir.

Daha evvel de belirttiğimiz üzere, bazı uyurgezerlik vakaları ve uyku terörü rahatsızlıkları NON REM uykusunda gözlemlenir.

NON REM uykusu esnasında kan basıncı düşer ve dolayısı ile kalbin çalışması yavaşlar. Bilinç NON REM evresinde kapalıdır ve göz bebekleri REM uykusunda olduğu gibi hareketli değildir.

REM Uykusu Alınmaz İse Ne Olur?

Buraya kadar anlattıklarımızın ışığında, beyin dediğimiz ve sırlarının neredeyse tamamına vakıf olamadığımız elektrokimyasal makinenin; olmazsa olmaz ihtiyaçlarından birinin REM uykusu olduğunu öğrendik. Peki, “sağlıklı bir REM uykusu alınmaz ise ne gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar?” Yazımıza bu soruya yanıt vererek devam edelim.

Daha evvelde belirttiğimiz gibi, REM uykusu esnasında beyin hücreleri yenilenir. Kaliteli REM uykusu evreleri yaşayamayan kişilerde bu yenileme az olacağından ya da olmayacağından; beynin karar verme yetisi, anımsama kabiliyeti ve daha birçok fonksiyonu sağlıklı çalışmayacaktır.

Beynin çeşitli fonksiyonlarının sağlıklı çalışmaması neticesinde, uyanıkken veriler kararlar da pek sağlıklı olmayacaktır. Bu durumun sonucunda da aşırı sinir hali, panik, kaygı ve korku halleri de baş gösterecektir.

Ayrıca öğrenme yetisinin de olumsuz olarak etkilenmesi, adaptasyon sorunları, hatta cinsel isteksizlik bile; sağlıklı bir REM uykusu yaşanmamasının olası sonuçları arasında gösterilebilir.

Özellikle bebeklerde ve gelişme çağındaki çocuklarda REM uykusu bozuklukları; zihinsel problemlerin yanı sıra bedensel problemlere de neden olabilmektedir.

Bunların dışında REM uykusu tamamlanmadan uyanmak, uykunun alınmadığı hissine neden olacağından dolayı; gün içinde yapılan bedensel aktiviteler de sıkıntılar yaşanacaktır. Fiziksel hatalar neticesinde yaşanan kazaların birçoğuna; REM uykusunun tam anlamı ile alınamamasının neden olduğu konusunda ciddi araştırmalar bulunmaktadır.

Sağlıklı Bir REM Uykusu Nasıl Alınır?

Sağlıklı bir REM uykusu almak için dikkat edilmesi gereken unsurlar oldukça basittir. Öncelikle iyi havalandırılmış ve yeşil yapraklı bitki bulundurmayan bir odada yatmak gerekir. Bilindiği üzere yeşil yapraklı bitkiler gece fotosentez yerine solunum yapar ve odadaki oksijen miktarını azaltır. Oksijen; sağlıklı bir uyku için elzemdir.

Uykuya dalınacak odanın karanlık olması da son derece önemlidir. Vücudun karanlık ortamda salgıladığı hormonlar ve beynin herhangi bir ışık tarafından uyarılmaması, sağlık bir REM uykusu için olmazsa olmazdır.

Uykuya dalmadan iki saat evvel yemek yemiş olmak ve uyku arasında herhangi bir şey atıştırmamak da düzgün bir REM uykusu için önemlidir. Zira uyurken vücudunuz sindirim işi ile uğraşmak istemez.

Gürültüsüz bir ortamda uyumak, uyurken televizyon ve radyo gibi ses çıkartan cihazları dinlememek de gerekir. Ses dalgaları REM uykusu esnasında beyni meşgul eder ve REM uykusunun kalitesini, süresini, sıklığını olumsuz etkiler.

Uyumadan önce alkol almak ve aşırı alkollü bir şekilde uyumak da REM uykusunun kalitesini bozmaktadır. Bu sebeple uyumadan evvel alkol tüketimi gerçekleştirmemek gerekir.

Fiziksel ve/veya zihinsel olarak çok yorgun olduğunuz bir günün ardından beyninizi ve vücudunuzu dinlendirmeden uykuya dalmanız da REM uykusu evresini yaşamanıza engel olabilmektedir.

Yatılan yatağın rahatsız olması, çeşitli vücut bozukluklarından dolayı ortopedik yatak kullanılması gerekmesine rağmen kullanmamak da REM uykusunun kalitesini negatif etkilemektedir.

Hafta içi, hafta sonu fark etmeksizin; aynı saatlerde uyuyup, uyanmak REM uykusu kalitesi için önemlidir. Zira kendinizi her sabah aynı saatte uyanmaya programlarsanız, beyniniz de REM uykusunu buna göre planlayacak ve uykuda olduğunuz sürede REM uykusu ile alakalı tüm süreçler tamamlanmış olacaktır.

REM Uykusu Esnasında Horlama Olur mu?

Horlamanın REM uykusu esnasında sıkça görüldüğünü söylemek mümkün değildir. Ancak nadiren de olsa REM uykusu sırasında horlama görülebilir. Horlama rahatsızlığı genelde vücudun REM uykusuna geçmek isteyip de geçemediği anlarda olur. Hatta sağlıklı bir REM uykusu alıp almadığınızın, horlama sıklığınızla doğru orantılı olabileceği ihtimalinin olduğunu söyleyebiliriz.

Uyku Apnesi REM Uykusunu Engeller mi?

Uyku apnesi, uykuda solunumun durması halidir. Tıkayıcı uyku apnesi rahatsızlıklarında, uyku esnasında solunum on saniye ve daha fazla durur. Vücudun tüm organlarının ve özellikle beynimizin uykuda iken de oksijen ihtiyacı vardır. Uyku esnasında duran solunum nedeni ile beyne giden oksijen azalacağından dolayı; hem REM uykusuna geçiş zorlaşır, hem de RAM uykusu tamamlanamadan uyanılır.

Kısacası uyku apnesi rahatsızlığının; solunum durmasına bağlı sebeplerle sürekli uyanmaya neden olduğunu ve REM uykusunun süresini olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz.

Uyku Apnesi ve Horlama Nasıl Tedavi Edilir?

Uyku apnesinin en belirgin nedenlerinden biri, çene bölgesindeki fiziksel bozukluklardır. Özellikle alt çene, olması gerekenden daha geri konumda bulunuyorsa; dil ve damak sarkarak solunum yolunu tıkar.

Yakın zamana kadar bu fiziksel bozukluklar, cerrahi operasyonlarla veya burundan tazyikli hava veren CPAP maskeleri ile tedavi edilmeye çalışılmaktaydı. Ancak cerrahi operasyonların olası riskleri ve ameliyattan sonraki uzun iyileşme süreci; bu tedavi yöntemini çok tercih edilen bir metot olmaktan alıkoymaktaydı.

CPAP maskesi ile yapılan tedavilerde ise cihazın kullanımından dolayı yaşanan konforsuzluk, tedavi sürecinin tamamlanmadan bırakılmasına neden olmaktadır. Zira CPAP maskesi; elektrik ile çalışan, çalışırken bir miktar gürültü çıkaran, bir hortum ile cihaza bağlı olunduğundan uykuda hareket kabiliyetini olumsuz etkileyen, seyahat esnasında taşınması zor olan bir cihazdır. Ayrıca yurtdışı gezilerinde de bazı gümrük kapılarından geçişlerde problem yaratabilmektedir.

Tıbbi teknolojilerin ilerlemesi ile günümüzde hala uyku apnesinin tedavisinde kullanılan CPAP maskelerine alternatif olarak üretilen horlama protezi isimli medikal aparat sayesinde; bu rahatsızlık %90 - %95 başarı ile tedavi edilebilmektedir. Kişiye özel olarak üretilen bu ürün; çalışırken herhangi bir enerjiye ihtiyaç duymamakta ve ses çıkartmamaktadır. Ayrıca cepte taşınabilecek kadar da küçük boyutlardadır.