Hazır Giyim İhracatçıları 2021'den Umutlu

ABONE OL

2020 yılına iyi bir başlangıç yapan hazır giyim ihracatçıları Mart ayından itibaren hem Avrupa'da hem de Türkiye'de etkisini hissettiren Corona virüsü salgını nedeniyle yüzde 50'leri bulan bir ihracat kaybı yaşadı.

Ancak Haziran ayıyla birlikte kısıtlamaların gevşetilmesiyle ihracat yeniden tırmanışa geçti ve Türk hazır giyim sektörü 2020 yılını, bir önceki yıla göre sadece yüzde 3 oranında bir ihracat kaybıyla kapattı. Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı 2019’da yaklaşık 17,7 milyar dolar iken 2020’de yaklaşık 17,1 milyar dolar oldu. Türkiye’nin toplam ihracatı ise yüzde 6,3 oranında bir gerileme yaşayarak 180,8 milyar dolardan 169,5 milyar dolara düştü.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki ihracat düşüşüne rağmen yıl sonunda gelinen noktayı sektör açısından bir başarı olarak değerlendirdi. VOA Türkçe’ye konuşan Sertbaş, salgının etkisini şu sözlerle anlattı: “Geçen yıla çok iyi başlamıştık. Ocak ve Şubat aylarında yüzde 15’lere varan ihracat artışımız olmuştu. O zamanlarda virüsün Avrupa’da ve bizde de çıkacağını hesaba katmıyorduk. Salgının Avrupa’da patlaması önemliydi. Çünkü Avrupa ülkeleri ihracatımızda ilk sıralarda yer alıyor. Moraller çöktü, müşteriler dükkanlarını kapattı, mal alamaz oldular, para ödemekte geciktiler.”

Medikal ürünlerin ihracata katkısı

Ancak Sertbaş, Haziran’da kısıtlamaların gevşetilmesiyle birlikte ihracatın da artışa geçtiğini ve Aralık ayında yüzde 25’lik bir yükselişle rekor düzeye ulaştığını belirtti. Sertbaş, hazır giyim ihracatındaki bu başarıda medikal ürünlerin önemli bir rol oynadığının da altını çizdi: “2020 yılında medikal ürünler, hazır giyim ihracatına 1 milyar 369 milyon dolarlık bir katkı sağladı. Biliyorsunuz maskeyle başladı, önlükle, tulumla devam etti. Üretim altyapımız medikal ürünlere hemen adapte oldu. İlk başlarda ihracat yasaktı. Ama Türkiye’de stokların yeterli hale gelmesiyle belirli şartlarla ihracata izin verildi.” Firmaların medikal ürünlerde ihracat izni alabilmesi, ihraç edilecek ürünle aynı miktarın devlete hibe edilmesi şartına bağlanmıştı. Sertbaş, “olmasa daha iyi olur” diye tanımladığı bu koşulun zamanla kalkacağı inancında olduğunu söyledi.

“Aşının psikolojik etkisi ticareti de olumlu etkileyecek”

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı, 2021 için de umutlu konuştu: Avrupa’da kapanmalar, bizde kısıtlamalar var. Ama hem Avrupa hem de Türkiye daha tecrübeli. Aşı geliyor. Avrupa’da aşılama başladı, bizde de başlayacağı söyleniyor. Aşının her şeyden önce psikolojik bir etkisi olacaktır. Bu psikoloji de ticareti olumlu etkileyecektir.” Sertbaş, “Fast fashion dediğimiz malı anında dükkanına koyan müşteriler dışında diğer müşterilerimizin siparişlerinde bir sıkıntı yok. Müşterilerimiz eski adetlerinde sipariş verir durumda. Avrupa kapanmadığı sürece hazır giyim ihracatımız olduğu gibi devam edecektir. Aşının da etkisiyle 2021’e ümitli bakıyoruz” dedi.

“Kapasite kullanma oranımız yüzde 85’lere ulaştı”

Ege Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hayati Yazıcı da 2020’de sektörün 2019 rakamlarına yaklaştığını hatırlatarak, “Bunda tıbbi teçhizat imalatının da büyük faydası oldu. Ancak ucuz işgücü nedeniyle uzak ülkelerle iş yapan küresel firmalar bu süreçte ticaret zincirinin kopmasıyla karşı karşıya kaldılar. Bu da Türkiye’nin avantajına oldu. Avrupa ve ABD bağlantılı birçok büyük firma yavaş yavaş Türkiye’ye gelmeye başladı. Zaten Türkiye’nin o ülkelerle olan fiyat farkı da kapanmaya başladı. Şu anda kapasite kullanma oranımız yüzde 85’lere ulaştı. Bu da sektör için olumlu bir şey” diye konuştu.
 

Yazıcı, salgın sürecinde dijitalleşmenin daha da büyük önem kazandığını vurgulayarak “Bu süreçte e-ticaretin sağladığı imkanları kullananlar çok büyük fırsatlar yakaladı. Küresel döngüye ayak uyduran, dijitalleşen ve sürdürülebilirlik kavramını ön plana alan firmalar 2021’de çok büyük avantaj yakalayacaklar” ifadesini kullandı.

Yapısal reform ve kurda istikrar beklentisi

Hazır giyim sektörünün katma değerli ürün ihracatında ön sıralarda yer aldığını belirten Yazıcı, bunun daha da geliştirilmesi gerektiğini söyledi: “Bu konuda birtakım imkanlara sahibiz. Bunlardan biri tasarım. Kendi koleksiyonlarımızı hazırlayıp, ihracatımızı bunu üzerine yapmamız lazım. Şu anda bizim ihraç birim değerimiz 13,15 dolar arasında. Biz kendi tasarım ve koleksiyonumuza hız verirsek, bunu 30 dolar seviyesine getirebiliriz.” Yazıcı ihracatın artmasında siyasete de önemli görev düştüğünü vurguladı: “Türkiye olarak biz evrensel ilkelere bağlı bir çizgi yakalarsak ve yapısal reformlara da önem verirsek 2021’i çok güzel bir şekilde kapatırız.”

Döviz kurundaki yükselişe de değinen Yazıcı, sanılanın aksine ihracatçılar için kurlardaki artışın ciddi bir avantaj olmadığını söyledi: “Belki teorik olarak dövizin yükselişi ihracatçıya güzel kar kazandırır diye düşünülebilir. Ama biz ithalatıyla ihracat yapan ülkeler arasındayız. Kumaş alıyoruz, malzeme alıyoruz ve bunları da dövizle alıyoruz. Oysa dövizde çok bir oynama olmasa hem biz önümüzü görürüz hem de vermiş olduğumuz fiyatlar bizi ileriki tarihlerde yanıltmaz.”