Çavuşoğlu'ndan 'tahıl koridoru' açıklaması: Rusya'nın ihraç edeceği ürünlerin de önü açılmış oluyor

ABONE OL

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin, "Rusya'nın ihraç edeceği ürünler de var, onun da önü açılmış oluyor. Ukrayna'nın da tahıl ve ayçiçek yağı ihracatının önü açılmış oluyor" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çavuşoğlu; Suriye'nin kuzeyine olası operasyon, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelik başvuruları, ABD ile ilişkiler, Rusya ve Ukrayna savaşı sürerken varılan tahıl koridoru anlaşması, Yunanistan'la gerilim başta olmak üzere dış politikaya ilişkin çeşitli konularda açıklamalarda bulundu.
Irak'ın terör örgütlerine karşı etkin mücadele yürütemediğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Irak’ta maalesef radikal gruplar, terör örgütleri mevcut. DAEŞ ülkenin önemli bölümünü kontrol altında tutuyordu. Bizlerin de desteğiyle DAEŞ artık güçlü değil. Bir taraftan PKK, PKK’nın oradaki mevcudiyeti güçlü. Kontrol ettiği köyler var, Sincar var. Onun dışında da farklı milisler dedikleri gruplar var. Sonuçta provokasyonlar devam ediyor. Bizim oradaki mevcudiyetimize daha önce de tacizler oldu. " dedi.
Çavuşoğlu, "Ama Irak’ta maalesef terör örgütleri çok etkin ve Irak yönetimi bu terör örgütlerine karşı etkin bir mücadele yürütemiyor. Bize yönelik provokasyonların da sebebi bu. Bu mücadeleyi biz güçlü bir şekilde yapıyoruz. Irak’ın toprak bütünlüğüne, sınır bütünlüğüne destek vererek, saygı duyarak. Yaptığımız operasyonlar bu bakımdan da önemli. Dün akşamki provokasyon da bugüne kadar yapılan taciz ve provokasyonların bir parçası." ifadelerini kullandı.

"Rusya ve ABD sözlerinde durmadı"

Suriye'nin kuzeyine operasyona ilişkin açıklama yapan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Daha önceki operasyonlarımızın amaçları neydi? Sınırımızın hemen Suriye tarafındaki terör yapılanmasını buradan temizlemekti. DAEŞ'e karşı operasyonumuzun da hedefi buydu, YPG, PKK'ya karşı operasyonlarımızın da gerekçesi buydu. Önümüzdeki süreçte yapılacak operasyonun da amacı budur. Burada terör mevcudiyeti hala var. Rusya Federasyonu ve ABD ikisi birden, ikisini de suçluyoruz. Sözlerini tutmadılar. 2019'da beş gün içinde ABD ile müzakere ettik, Rusya'yla da Soçi'de bir mutabakata vardık. Her ikisi de ortak açıklama ve mutabakata göre bu teröristleri bu bölgelerden temizleyeceklerdi. Hiçbir müdahale etmedikleri gibi bazı bölgelerde Ruslarla devriye geziyorlar, birçok yerde de özellikle kuzeydoğusunda ABD, silah desteğini devam ettiriyor. Niye bu terör örgütüne bu kadar destek veriyorsunuz? Suriye'yi bölmek istiyorsunuz, bize karşı mı destek veriyorsunuz. ABD'nin bunu açıklaması gerekiyor. DAEŞ'le mücadele falan bunları bırakalım."
Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna krizinin uluslararası enerji ve gıda krizini tetiklediğini ifade ederek, tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin, "Şimdi savaş başlamadan önce biz savaşın önlenmesi için çok çaba sarfettik. Savaş bugün 154'üncü gününe girdi. Başından bu yana savaşın sona erdirilmesi için ne kadar çaba sarfettiğimizi tüm dünya biliyor. Halen savaş devam ediyor. Bu savaşın etkileri var. Enerji ve gıda krizi. Küresel etkilerinden bahsediyorum. Bize yönelik, bölgeye yönelik, Avrupa'ya yönelik çok etkileri var. Bu gıda krizi özellikle birçok ülkeyi etkiledi" dedi ve şöyle devam etti:
"Tahıl, gübre, Latin Amerika, Afrika, üretemeyen ülkeler, tahıl ithalatını bu iki ülkeden yapan ülkeler. Tabii bu kriz gündeme gelince bunun da çözülmesi için yoğun çaba sarfettik. Bunu çözebilsek iki taraf arasında güven arttırıcı bir adım olacak dedik. BM de Türkiye'yi tercih etti. Türkiye'nin bölgedeki etkisi sebebiyle. Biz de BM ile çalışmak istedik çünkü atılacak adımların meşruiyeti önemli. Birleşmiş Milletler dahil bugünkü sistemler, Birinci ve İkinci Dünya Savaşın'dan sonra, artık savaşmayalım diye kurulan sistemler. Bu sistemin bugün eksikliği var, güçlendirmemiz lazım. BM'nin de etkinliğini artırmak için çaba sarfediyoruz. Genel Sekreter, 'Görevim süresince yaptığım en önemli iş bu' dedi. Gerçekten de BM'nin bu tür konularda ve diğer krizlerde önemli rol oynaması lazım. Sonuçta bir taraftan BM'nin olmasın istemeyen ülke de oldu, taraf da oldu."

"Rusya'nın ihraç edeceği ürünler de var, onun da önü açılmış oluyor"

Her iki ülkenin de endişeleri, kaygıları vardı, güvenlikle ilgili, koridorla ilgili, silah taşınmasın vs. Tüm bu endişeleri giderecek önerileri ortaya koyduk BM ile beraber. BM planı üzerinde çalıştık. Siyasi irade oluştuktan sonra teknik müzakereler de başladı. Buralarda bazı farklılıklar vardı. Cumhurbaşkanımız tekrar hem Zelenski'yle hem Putin'le görüştü. Tüm o soru işaretleri giderildi. Bir araya gelmek için. Bir araya geldikten sonra, İstanbul'da anlaşmalar ayrı ayrı imzalandı. Sonuçta Rusya'nın ihraç edeceği ürünler de var, onun da önü açılmış oluyor. Ukrayna'nın da tahıl ve ayçiçek yağı ihracatının önü açılmış oluyor.

Ortak koordinasyon merkezi açılıyor

Bugün Ortak Koordinasyon Merkezi'nin açılışı İstanbul'da yapılacak.Taraflar heyetlerini gönderdiler İstanbul'a. Odessa'ya yapılan salıdır herkesi endişelendirdi. Bizi de endişelendirdi. Limanın işleyişini engelleyecek bir saldırı olmadığı, daha doğrusu oradaki altyapıyı vuran bir saldırı değil. Ruslar orada askeri bir yapılanma vardı, onu vurduk dediler ama sonuçta bu tür saldırıların tekrarlanmaması gerekiyor. Sorunsuz bir şekilde bunun işlemesini temenni ediyoruz. İşlemezse çok sıkıntı olur. Tahılının yüzde 100'ünü bu iki ülkeden ithal eden ülkeler var. Ciddi sıkıntı olur. Fiyatlar düşmeye başladı şimdi, fiyatların artması da ayrıca sıkıntı. İşlemesi her iki tarafın yararına. İyi de işlerse belki ateşkes için tarafların bir araya gelmesi imkanı, olasılığı artar.
Rusya-Ukrayna savaşında biz aktif rolümüzü devam ettireceğiz. Eninde sonunda bu savaş diplomasi masasında bitecek. O nedenle o masaya tarafların dönebilmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Bu iş kolay değil. Savaş uzadıkça tarafların masaya oturması kolay değil. Tahıl ihracatı konusunda bile iki ayrı anlaşma imzalandı. Aynı belgeye imza atamadılar. Savaş devam ediyor, insanlar ölüyor. Ayrıca taraflar ister istemez, doğal olarak, haklı ya da haksız, masaya zayıf bir şekilde oturmak istemez. Savaşta da ikisinin de aynı güçte olması da her zaman beklenmez. Bu olasılık da çok düşük. Sonuçta savaşın uzamasının bedeli ağır. Maalesef bu savaşın uzamasını isteyen ülkeler de var. Hatta tahıl anlaşmasını engellemeye çalışan ülkeler de oldu. Çünkü iki taraf arasında mutabakat olmasın, sorun devam etsin. Özellikle savaşın devam etmesini isteyen ülkeler bu savaş devam ederse Rusya zayıflar anlayışında. Kendilerine göre mantıklı olabilir de gerçekçi mi değil mi, ona bakmak lazım. Bu savaşın bedelini sen ödemiyorsun ki. Bu savaşın bedelini Ukrayna, topraklarıyla, canıyla, kanıyla ödüyor. Senin için savaşın uzaması stratejik bir hedef olabilir. Gerçekçi değil bana göre. Savaşın uzaması herkesin zararına. Bunu da engellemeye çalışanlar oldu ama kararlı duruşumuz, BM'nin de sağlam durması. ABD gibi ülkeler de bu anlaşmanın imzalanması için, yiğidi öldür hakkını yeme diye bizde bir söz var, terör konusunda ne kadar eleştirdiysek, tahıl anlaşmasının gerçekleştirilmesi konusunda, özellikle Rusya'nın ihracatının önündeki engellerin kaldırılması konusunda ABD'nin de güçlü bir desteği oldu."

"Arabuluculuk konusunda marka bir ülkeyiz"

Biz arabuluculuk konusunda marka bir ülkeyiz. İstanbul'da arabulucuları eğitiyoruz. İstanbul Arabuluculuk Konferansı bir marka oldu. Bu her ülkeye nasip olmaz. Biz adaletli davranıyoruz, tarafsız tutumumuzu sergiliyoruz, objektif, dengeli ve ilkeli. Bugüne kadar kolaylaştırıcı bir rol üstlendik."

"İsveç ve Finlandiya'nın taahhütleri yerine getirmesi lazım"

Güçlü bir mutabakat zaptını imzaladık. Dışişleri Bakanları olarak imzaladı. Belge açık. Yükümlülükler var. İsveç'in ve Finlandiya'nın NATO'ya girmesini istemeyen ülke içinde gruplar da var. Bunlardan bir tanesi de o ülkedeki PKK/YPG yapılanması ve ona destek veren siyasi gruplar var. Sonuçta hükümetin İsveç Dışişleri Bakanı'nın ve İsveç hükümetinin bu konulardaki açıklamalarını olumlu buluyoruz da bu mutabakat zaptının gereğini yerine getiriyorlar mı getirmiyorlar mı ona bakmamız lazım. Sözle olmaz bu. Türkiye'nin güvenlik endişelerini anlıyoruz, mutabakat zaptını imzalamadan önce bu güzel, kulağa hoş helen bir cümle. Şimdi mutabakat zaptı ortada, yükümlülükler belli. Bunları yerine getireceksiniz. Ülkede terör propagandasına izin vermeyecekler. Halen yapılıyor. Tamam yapanları eleştir de, engellemek de senin yükümlülüğünde. Bu taahhütleri yerine getirmesi lazım. Finlandiya'da bir sessizlik var. İsveç'te maalesef bu devam ediyor. Henüz iadesini talep ettiğimiz kişiler de Türkiye'ye gönderilmedi. Katılım protokolünün Meclis tarafından onaylanması lazım. Bu katılım protokolü şu anda Bakanlığımız'da. Bunları yerine getirirlerse, sözlerinde dururlarsa yapılacak iş belli. Dışişleri Bakanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na gönderiyoruz. Cumhurbaşkanlığı da Meclis'e gönderiyor. Nihai kararı da milletvekillerimiz verir. Şu anda Meclis'e gönderecek durumda olmadığımızı söylemek durumundayım.

"ABD ile sorunlar var ama olumlu bir süreç de var"

ABD ile sorunlar var, devam ediyor. Suriye'yi konuştuk, YPG/PKK'ya verdikleri desteği hatırlattık. Diğer taraftan S400 ve CAATSA yaptırımları çerçevesinde F35, FETO'nun ABD'deki mevcudiyeti, bunların hepsini henüz daha çözüme kavuşturulamamış sorunlar. Ama daha önce de söyledim. Roma'da Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Biden'la yaptığı görüşmede sorunların çözülmesi için bir stratejik mekanizma kuralım teklifi ortaya atıldı. Bunu gerçekleştirdik. İlk bakan düzeyinde toplantıyı da Blinken'la gerçekleştirdik. F16 müzakereleri gayet iyi gidiyor. Müzakereler konusunda yönetimin yaklaşımı gayet olumlu. Diğer taraftan Kongre'deki, çok katı olumsuz hava da dağılmış durumda. Bu iş birliğinin NATO için de stratejik önemi var. Türkiye'nin son zamanlarda üstlendiği rolün de farkındalar. Umalım bu geçici bir farkındalık olmaz. Biz eskiden beri bu tür konularda üzerimize düşeni yapıyoruz her zaman. Türkiye güvenilir bir ülkedir, sözünde duran bir ülkedir. Evet sorunlar var ama olumlu bir süreç de var. Sorunları azaltmak, olumlu süreci geliştirmek herkesin yararınadır. 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi hedefimiz var. Rakamlar sürekli artıyor. Özellikle ihracatımız konusunda ABD, Almanya'dan sonra ikinci sıraya yükseldi. İngiltere de üçüncü sıraya yükseldi."