ATO BAŞKANI BARAN: "KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNDEN DERS ALMALI VE MİLAT OLARAK KABUL ETMELİYİZ"

ABONE OL

AFETLER ÖNCESİ ÖNLEMLER ATO'DA KONUŞULDU… ATO 63 NO'LU PROJE HİZMETLERİ MESLEK KOMİTESİ'NİN DÜZENLEDİĞİ 'AFETLER ÖNCESİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ÇALIŞTAYI'NDA DEPREM BAŞTA OLMAK ÜZERE DOĞAL AFETLER ÖNCESİNDE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER ELE ALINDI.

ATO BAŞKAN YARDIMCISI YILMAZ: “TEDBİR DEPREMDEN GÜÇLÜDÜR”

27 MAYIS 2023- Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, doğal afetler öncesinde önlem almanın önemine dikkat çekerek, “Kahramanmaraş depreminden ders almalı. Bu depremi milat olarak kabul etmeli ve deprem ve afet öncesinde alınması gereken önlemleri hayata geçirmeliyiz” dedi. 
ATO 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi tarafından düzenlenen “Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetleri Çalıştayı” ATO Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, can kaybı ve ekonomik kayıplara yol açan afetler öncesinde, tedbir amaçlı çalışmalar yapılmasına dikkat çekti. Kahramanmaraş merkezli depremin yıkıma neden olduğu 11 ilin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYH) katkısının yüzde 10 civarında olduğunu hatırlatan Baran, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi yüzyılın felaketini yaşadık. 50 binin üzerinde canımız kayboldu. Böyle bir felaket büyük sıkıntı verdi bize ama bir başka özelliğimizi gün yüzüne çıkardı. Deprem olduğu andan itibaren tüm Türkiye bölgeye yardım için harekete geçti. Ülkemizin her ferdi elinden gelen gayreti gösterdi. Depremin hasarlarının önüne geçmek mümkün değildi. Ama öncesinde yapacağımız çalışmalarla bunu en aza indirmek mümkün.  Millet olarak en önemli özelliğimiz olan bu harekete geçme ve birlik olma durumumuzu ‘afet öncesi önlem alma’ çalışmaları için de kullanmamız gerekiyor. Kahramanmaraş depreminden ders almalı. Bu depremi milat olarak kabul etmeli ve deprem ve afet öncesinde alınması gereken önlemleri hayata geçirmeliyiz” diye konuştu. 

Ankara Ticaret Odası olarak deprem bölgesine yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren ATO Başkanı Gürsel Baran, “Üyelerimizden gelen katkılarla 100’ün üzerinde tırla deprem bölgesine yardım gönderdik. Malatya’da 650 kişilik bir çadır kurduk. İskenderun’da 96 haneli prefabrik konut inşa ettik. O bölgenin ihtiyacı olan her ne varsa temin etme gayreti içinde olduk. Şu anda da bölgeye 100 kalıcı konut kazandırma ile ilgili bir gayretin içindeyiz” dedi. 

ATO olarak sektörlerin sorun, talep, görüş ve önerilerini 68 Meslek Komitesi aracılığıyla takip ettiklerini kaydeden ATO Başkanı Baran, 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi’nin düzenlediği çalıştaydan çıkacak sonuçların da afet öncesi alınması gereken önlemlere yön vereceğini söyledi. 

-305 BİN MİMAR VE MÜHENDİS KONUŞSUN-
ATO Başkan Yardımcısı, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Ankara Kent Konseyi (AKK) Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da slayt eşliğinde gerçekleştirdiği konuşmasında, deprem sonrasında konuyla ilgili hemen her kesimin konuştuğunu ancak sayıları 305 bini bulan mimar ve mühendislerin görüşlerine başvurulmadığını belirterek, “Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetleri Çalıştayı” ile doğal afetlerle ilgili konunun uzmanlarının konuşabilmesinin önünü açmayı hedeflediklerini kaydetti. 



-DEPREMİN ÜZERİNDEN 145 BİN KEZ 65 SANİYE GEÇTİ-
“Deprem doğanın imdat çığlığıdır” diyen Yılmaz, Türkiye’nin yüzde 90’ının deprem kuşağında olduğunu, yüzde 50’sinin de birinci derecede deprem kuşağında bulunduğunu söyledi. Depremin üzerinden 3 ay 19 gün geçtiğini ve konunun gündemden düştüğünü belirten Yılmaz, “Yer yarıldı içine girdik en son depremde. Ne zaman oldu? 3 ay 19 gün önce. 109 gün önce. 2 bin 621 saat 43 dakika önce. 157 bin 303 dakika önce. 9 milyon 438 bin 180 saniye önce. 65 saniyede yok olduk ve 50 bin kişi toprakla buluştu. Depremden bu yana geçen süreyi 65 saniyeye bölersek, 145 bin kez 65 saniye geçmiş depremin üzerinden. 145 bin kez 65 saniye geçtiği halde biz 145 kez bu konuyu konuşmadık. Unuttuk. Ondan öncekileri unuttuğumuz gibi.” dedi. 



-“TEDBİR DEPREMDEN GÜÇLÜDÜR”-
143 bin kişinin hayatını kaybettiği 1923 Tokyo depreminin ardından Japonya’nın kurduğu Deprem Araştırma Enstitüsü ve yaptığı çalışmaları örnek veren Yılmaz, o günden bu yana Japonya’daki depremlerde can kaybının azaldığına dikkati çekti.  Yılmaz, “Neden bu kadar az sayıda kayıp oluyor çünkü deprem bölgesi olarak bilimle barıştılar. Ülkemizde 1930 yılından bu yana depremlerde 150 bin canımızı kaybettik. Bu nedenle ‘Dayanışma depremden güçlüdür’ demekten ‘Tedbir depremden güçlüdür’ diyerek öncesinde tedbir alma alışkanlığına geçmek zorundayız. Deprem bilimin de ikaz çığlığıdır” dedi.

 

-TÜRKİYE, YÜKSEK RİSK GRUBUNDA-
ATO’nun 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Cengiz Gökay da yaptığı konuşmada Türkiye’nin, birçok afet türünün önemli sıklıkta yaşandığı bir ülke olduğunu belirterek “Deprem, heyelan, sel, çığ gibi birçok doğa kaynaklı afetlerle sıkça karşı karşıya kalabiliyoruz. İnsani krizlerin ve afetlerin risklerini ölçmek ve sıralayabilmek amacıyla oluşturulan risk yönetimi endeksine göre Türkiye, Küresel Risk Endeksi’nde 191 ülke arasında 45’inci sırada yer alıyor. 5,0 endeks puanı ile ‘yüksek risk’ grubundaki ülkeler arasında bulunuyor.” diye konuştu. Gökay, hem dünya çapında hem yerel ölçekte afetlerle mücadelede “yaşandıktan sonra ne yapılabilir?” değil, “risk azaltma”nın öncelikli konu haline geldiğini söyledi.  



-DEPREM BEKA MESELESİDİR -
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür de, depremin meydana getirdiği ekonomik ve sosyal kayıplar nedeniyle ülkeler için gerçek anlamda beka meselesi olduğunu söyledi. Deprem oluşumu hakkında bilimsel açıklamalar yapan ve yerkürenin varlığını sürdürmesi için depremlerin gerekli olduğunun altını çizen Görür, “Deprem dünyanın kalbidir, nabız atışıdır” dedi. Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada dört ayrı levhanın hareket halinde olduğunu, bu levhalar nedeniyle de iki ayrı fay hattının hareketlenebildiğini anlatan Görür, depreme dirençli kentler inşa edilmesinin önemini vurguladı. Görür, vatandaşların deprem konusunda bilinçlenmesi gerektiğinin de altını çizdi. 

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Naci Görür’e, ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Naki Demir ile 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Cengiz Gökay tarafından plaket takdim edildi. 

-İKİ AYRI OTURUMDA AFET ÖNLEMLERİ ELE ALINDI -
Çalıştay’ın ilk oturumu, “Mühendislik ve Mimarlık Projelerinde Doğru Yer Seçilmesi ve Önemi” başlığıyla gerçekleşti. Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisi aynı zamanda ATO’nun 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Abdullah Gürgür’ün moderatörlük yaptığı oturumda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tapu Kadastro Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin “Deprem Sonrası Yeniden Yapılanma ve İmar Mevzuatı”, Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan “Afet Risklerinin Azaltılması İçin Ne Yapılmalı?” ve İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Baran Bozoğlu da “İklim Krizi Kaynaklı Afetler ve Afet Atıklarının Yönetimi” başlıklı konuşma yaptı.

Çalıştayı’ın ikinci oturumunda ise “Afetlere Dayanıklı Yapı Teknolojileri ve Uygulamaları” konusu ele alındı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lale Özgenel’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda,  ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Abdi Güzer “Depremden Öğrenemediklerimiz: Sürdürülebilirlik, Tasarım, Kent İlişkisi”, Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Yüksek Mimar Ali Osman Öztürk “Afetlere Dayanıklı Yapı Teknolojileri”, Yapı-Deprem Mühendisi Dr. Yalçın Bulut “Yapı Mühendisliğinde Veri Tabanlı İzleme Sistemleri”, Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Erhan Tekin ise “Geoteknik Mühendisliği Çözümleri ve Doğal Afetler” başlıklarıyla konuşma gerçekleştirdi.

Çalıştayı ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali Yıldız, Yasin Özyolu ile çok sayıda ATO Komite ve Meclis üyesi izledi.