Astım; Tedavisi mümkün olamasa da yüzde 100 kontrol edilebilir

ABONE OL

Astım, çeşitli uyaranlara karşı gelişen hava yolu aşırı duyarlılığıyla seyreden kronik (müzmin) hava yolu iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Astım, çeşitli uyaranlara karşı gelişen hava yolu aşırı duyarlılığıyla seyreden kronik (müzmin) hava yolu iltihaplanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hırıltı, hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma veya öksürük ve özellikle nefes alıp verirken zorlanma olarak tarif edilir.

Astım, çocuklarda ve erişkinlerde en sık görülen akciğer hastalıklarından birisidir. Değişik toplumlarda sıklığı farklı olmakla birlikte çocukların % 5-15’i, erişkinlerin % 5-10’unda görülen astımın dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 3.5 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilmektedir.

Şikâyetler

Astımlı hastalardaki şikâyetler ve muayene bulgularının şiddeti sürekli olmayıp zaman içerisinde değişkenlik gösterir. Kişinin duyarlı olduğu alerjen ile teması, solunum yolunda tahrişe yol açan kimyasallar, egzersiz sırasında olduğu gibi soğuk havanın solunması veya hava yolu enfeksiyonları gibi faktörler, aşırı hassas hale gelmiş bronşları tetikleyerek hava yolu spazmına neden olur. Bunların dışında, bazı ağrı kesici ilaçlar, yüksek tansiyon veya kalp hastalarındaki ritim bozukluklarını tedavi etmekte kullanılan ilaçlar, burundan geriye doğru akıntı, mide reflüsü, aşırı stres, iş yerinde maruz kalınan ya da çevresel uyaranlar astım atağının başlamasına neden olabilir.

Astım hastalarında şikâyetler, ilaç tedavisiyle veya şaşırtıcı bir şekilde hiç ilaç kullanmadan da kendiliğinden geçebilir. Hastalık belirtileri sık sık tekrarlayabileceği gibi haftalarca, hatta aylarca olmayabilir. Bu özellik astım tanısı için son derece önemlidir. Şikâyetlerin uzunca bir süre olmaması durumunda dahi bronş aşırı hassasiyeti ve hava yolundaki mikrobik olmayan iltihap hali devam eder, dolayısıyla astımlı hastaların tedavisi süreklilik gerektirir. Hava yollarındaki iltihap yoğunluğu ve şikâyetlerin şiddetinin artması ya da azalmasına göre, kullanılan ilaçların miktarı ve çeşidi artırılıp azaltılmalıdır.

Tanı

Astım tanısı hastanın hikâyesi muayene bulguları, solunum fonksiyon testleri, radyolojik incelemeler, kan ve balgam tetkikleri ve cilt testleriyle konur. Doktorunuz bunlardan biri veya birkaçını isteyerek astım tanısına ulaşır ya da astımla karışabilecek hastalıkları astımdan ayırt eder.

Kullanılan ilaçlar

Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar, şikayet giderici ve hastalığı kontrol edici ilaçlar olarak ikiye ayrılır.

Şikâyet giderici ilaçlar, astımlı hastalarda gelişmiş bronş spazmını gideren bronş gevşetici ilaçlardır. Bronş spazmına bağlı gelişmiş öksürük, hışıltılı solunum ve göğüste sıkışıklık hissini gideren bu ilaçlar her gün düzenli olarak kullanılmazlar. Sadece şikâyetlerin arttığı dönemlerde kurtarıcı amaçlı kullanılırlar. Kontrol edici ilaçlar, astımlı hastaların asıl ilaçlarıdır ve düzenli olarak kullanılmaları gerekir.

Kontrol edici ilaçlar, hava yollarındaki mikrobik olmayan iltihaplanmayı baskılayarak şikâyetlerin azalmasını, solunum fonksiyonlarının iyileşmesini ve bronş aşırı hassasiyetinin zaman içerisinde azalmasını sağlarlar. Kontrol edici ilaçların içerisinde çok düşük dozlarda kortizon ve uzun etkili bronş gevşetici ilaçlar bulunur. Astımlı hastaların en çok korktukları ya da kullanmaktan çekindikleri kontrol edici ilaçların içerisinde bulunan kortizon miktarı hem çok düşük hem de kana çok az geçtiğinden, ağız ya da enjeksiyon yoluyla kullanılan kortizonlardan farklı olarak yan etkiye yol açmadan, çok uzun yıllar güvenli bir şekilde kullanılabilirler. Astımlı hastaların kontrol edici olarak kullandıkları nefes yoluyla alınan ilaçların içerisindeki kortizonun ve uzun etkili bronş gevşeticilerin yan etkileri, en çok inhaler cihazların hasta tarafından yanlış kullanımı sonucu ortaya çıkar. Nefes yoluyla kullanılan ilaçların kullanım tekniğinin iyi uygulanması durumunda, ilaca bağlı yan etkiler hemen hiç görülmez.

Nefes yoluyla kullanılan ilaçlar, usulüne uygun teknikle kullanıldığında, hem ağızdan hap ya da enjeksiyon yoluyla kullanılan ilaçlar kadar etkilidir hem de ilaca bağlı yan etkiler çok azdır. Nefes yoluyla kullanılan ilaçları kullanmadan önce akciğerleri tamamen boşaltacak şekilde nefesin tamamen boşaltılması, ilaç kullanımı sırasında yeteri kadar kuvvetli bir şekilde nefes alınıp olabildiğince uzun süre tutulduktan sonra nefesin burundan verilmesi ve işlem bittikten sonra ağzın bol suyla çalkalanması halinde yan etkiler görülmez.

Günümüzde astımın tamamen tedavisi mümkün olmamakla birlikte, astımı %100’e yakın oranda kontrol etmek mümkündür. Astımda kontrolün sağlanmasının en önemli yolu, hastalığın tedavisinde kullanılan kontrol edici ilaçların doktorunuzun belirleyeceği plan doğrultusunda düzenli kullanılması ve hastalığın kontrol dışına çıkmasının önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasıdır.

Alınması gereken önleyici tedbirler arasında; özellikle alerjik astımlı hastaların duyarlı oldukları alerjenlerle temastan kaçınmaları, astım ataklarının başlamasına yol açan sigara ya da tütün mamullerinin içilmemesi, mesleki ve çevresel tetikleyicilerden uzak durulması, aşırı kilosu olanların kilo vermeleri, reflüsü olanların reflüyü engelleyecek tedbirleri alması, öneriler doğrultusunda zatürre aşısı ve her yıl düzenli olarak grip aşısının yaptırılması bulunur.

Prof. Dr. Levent Tabak
VKV Amerikan Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü